Türkiye'de ortalama 47 yaşında menopoza giriliyor

MENOPOZ YAKINMALARINA ÖZEL ÖNERİLER

Türkiye'de ortalama 47 yaşında menopoza giriliyor
19 Ekim 2020 - 12:18

Menopoz bir zamanlar kadınlar için neredeyse “kadınlığın hatta hayatın sona ermesi” anlamına geliyordu. Öyle ki, “kadınların ortak kabusu” olarak değerlendirilen bu dönem, “yaşlandıran, kas ve kemikleri eriten, gençliği alıp götüren" bir hastalık gibi görülüyordu. Ancak ortalama yaşam süresinin uzaması, kadın sağlığı konusundaki bilgilerin artması ve toplumsal farkındalık sayesinde kadınların adetten kesildiği menopoz dönemi artık hayatın sağlıklı bir evresi olarak kabul ediliyor. Bu dönemi rahat geçirmek için kadınların menopoz hakkında sağlıklı ve ayrıntılı bilgiye sahip olması gerektiğini vurgulayan Acıbadem Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ayfer Pepekal Kükrer, “Ülkemizde kadınların menopoz yaşı 47. Ortalama yaşam süresini göz önüne aldığımızda neredeyse her kadın hayatının yaklaşık 25 yılını bu dönemde geçiriyor. Üstelik kadınlar menopoz dönemini sorunlarla, sıkıntılarla geçirmek zorunda değil. Kadınlar, hormon tedavilerinden yogaya, meditasyondan vitaminlere birçok yöntemden yararlanıyor” diyor. Dr. Ayfer Pepekal Kükrer, 18 Ekim Dünya Menopoz Günü öncesinde menopoz hakkındaki bilgilerini aktardı.

 

Menopozu “kadınların üreme çağından, over (yumurtalık) fonksiyonlarındaki gerilemeye bağlı üreme yeteneğinin kaybolduğu çağa geçtiği bir yaşam dönem” olarak tanımlayan Dr. Eyfer Pepekal Kükrer, “Menopozal dönem, premenopoz (menopoz öncesi), menopoz ve postmenopozal (menopoz sonrası) dönemlerden oluşuyor. Menopoz, 45-55 yaşlar arasında görülüyor. Dünya çapında ortalama menopoz yaşı 51, Türkiye’de ise ortalama yaş 47” diye bilgi veriyor. Dr. Ayfer Pepekal Kükrer, menopoz döneminde yaşanan şikayetleri 5 ana başlık altında topladı.

 

Sıcak basması

Menopoz şikayetleri deyince akla ilk gelen sıcak basması oluyor. Öyle ki menopoz dönemindeki her dört kadından üçü sıcak basması ve terlemeden yakınıyor. Aşırı yorgunluk, fiziken kaldırabilceğinden daha fazla aktivite, sigara, kafein, alkol, yağlı-baharatlı yiyecekler ve çevresel faktörlerin sıcak basmalarının artmasında uyarıcı rolleri olduğunu belirten Dr. Ayfer Pepekal Kükrer, “Bu etkenlerin yanı sıra stres de sıcak basması ve terlemeye neden oluyor. Sıcak basmalarını önlemek için hormon tedavisi uygulanıyordu. Hormon replasman tedavisi ile menopoz dönemindeki kadının düşük östrojen ve progesteron seviyelerinin belirli bir seviyeye getirilmesi amaçlanıyor. Ancak bu tedavide kullanılan ilaçların, meme kanseri riskini de artırdığı bulundu. Bu konudaki çalışmaların yetersizliği ve ilaçların yan etkilerinden dolayı kadınlar bitkisel tedavileri tercih ediyor” diye bilgi veriyor.
 

Uykusuzluk

Kadınların adetten kesildiği dönemin en bilinen ikinci şikayet konusu da uykusuzluk. Yapılan birçok çalışmada yoganın sıcak basması ve uykusuzluk şikayetlerini düzeltmede ve yaşam kalitesini artırmada olumlu etki yaptığı ortaya konuyor. Yoga ile uyku düzeni sağlanıyor ve vazomotor semptom olarak tanımlanan menopoz şikayetleri azalıyor.

 

Üreme sistemi sorunları

Menopoz döneminde kadınların yaşadığı sıkıntılar arasında vajinal kuruluk da öne çıkıyor. Bu nedenle cinsel ilişki sırasında sorun yaşayabiliyorlar. Araştırmalar, hormon replasman tedavisinin sıcak basmaları ve vajinal kuruluk biçimindeki menopozal belirtileri gidermede etkili oluyor. “Bu tedavi aynı zamanda, osteoporoz (kemik erimesi) riskini de azaltabiliyor” diyen Dr. Ayfer Pepekal Kükrer, menopoz sonrası dönemdeki kadınlar üzerinde yapılan bir diğer çalışmaya göre de iki haftada bir probiyotik alımının vajinal florayı (vajinanın kendine has sağlıklı, bakteriyel yapısı) geliştirdiğini ifade ediyor.

 

Psikolojik etkiler

Kendini kötü, üzgün, ağlamaklı hissetme, isteksizlik, ruh halinde değişiklik, sinirlilik, gerginlik, çabuk öfkelenme, huzursuzluk, panik hissi, genel performansta azalma, hafızada zayıflama, konsantrasyon zorluğu ve unutkanlık... Tüm bu belirtiler de kadınlarda menopozun en az fiziksel şikayetleri kadar yoğun yaşadığı yakınmalar olarak karşımıza çıkıyor. Kadınlarda durum değişikliklerinin en yoğun yaşandığı dönemlerin doğum ile menopoz olduğunu belirten Dr. Ayfer Pepekal Kükrer, “Bu dönemlerde östrojen hormon düzeyinde de çok hızlı oynamalar yaşanıyor” diye bilgi veriyor.

 

Kemik erimesi (osteoporoz)

Menopoz döneminde rahim fonksiyonlarının durması ve östrojen hormonunun üretiminin kesilmesi, yaşla bağlantılı olarak kemik kaybını hızlandırır ve osteoporozun yani kemik erimesinin şiddetini artırıyor. Kadınların osteoporozdan korunmak için alternatif tedavileri tercih ettiği, egzersizin ve soya ürünlerinin etkili olduğunu kaydeden Dr. Ayfer Pepekal Kükrer, şöyle devam ediyor:

“Vitamin A alımının kemik gücünü artırdığı, kanser riskini azalttığı, kırıklarını önlediği ve menopozal dönemde inme (felç), ölüm gibi olaylarda da doğrudan ilişkili olduğu saptanmıştır. Menopozal dönemde vitamin D alımı ise kemik kırıklarını önlemekte ve kalsiyum ve fosfat konsantrasyonu içinde çok önemlidir. Menopoz sonrası dönemde olan kadınlarla yapılan çalışmalar da prebiyotiklerir kalsiyum emilimini ve kemik mineralizasyonu üzerinde yararlı etkileri olduğunu gösteriyor.”

 

Şikayetlerle baş etmenin farklı yolları var;

Kadınların bu dönemde yaşadıkları sıkıntılarla baş etmek için çeşitli tedavi yollarına başvurduğunu ifade eden Dr. Ayfer Pepekal Kükrer, “Bu yöntemler arasında akupunktur, yoga, rahatlama hareketleri, manipülasyon teknikleri, meditasyon, egzersiz, homeopati yapmayı veya geleneksel Çin tıbbı, doğal östrojen kaynakları, diyet, vitamin ve mineral desteği almak yer alıyor” açıklamasında bulunuyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum