"Yargıya güvenin yüzde 100 olması gerekiyor"
Başbakan Davutoğlu: "(Çözüm süreci) Biz hükümet olarak umudumuzu da, kararlılığımızı da koruyoruz, sonuna kadar da koruyacağız" "İhtiyacımız olan; bu ortak akıl ve bu ortak vicdan temelinde bütün kesimlerin aynı hassasiyetle bir araya gelmesidir.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm süreciyle ilgili, "Biz hükümet olarak umudumuzu da, kararlılığımızı da koruyoruz, sonuna kadar da koruyacağız" dedi.
Başbakan Davutoğlu, televizyonlarda yayınlanan "Yeni Türkiye Yolunda" konuşmasında, "Yeni Türkiye"yi inşa etme yolunda çıktıkları yolculuğun bir başka safhasında yeniden vatandaşlarla olmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti.
Ekim ayı içinde, "Yeni Türkiye"yi inşa etme yolculuğunda, kendilerine önemli mesafeler kazandıran birçok gelişme yaşadıklarını, bunları paylaşmak istediğini dile getiren Davutoğlu, bu ayın 14'ünde Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) Ana Hatları Boruları Alım Sözleşmelerini imzaladıklarını anımsattı.
Davutoğlu, enerji alanında ülke adına çok önem taşıyan yeni stratejik açılımlar yaptıklarını, "Enerjinin İpek Yolu" olarak isimlendirdikleri TANAP'ın da bu adımla birlikte, Türkiye ileAzerbaycan'ın el ele vererek, hayal olan bir projeyi gerçeğe dönüştürdüğüne vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Bu proje, hem Türkiye'nin enerji talebi açısından, hem de topraklarımızın Balkan ve Avrupaülkelerine enerji aktaran bir coğrafyaya dönüşmesi açısından büyük bir TANAP ileAzerbaycan'dan çıkan gaz hatları, Gürcistan üzerinden Türkiye'ye toplam 16 milyar metreküplük gazın 6 milyar metreküpü Türkiye'de kalacak, kalan kısım buradan Avrupa'ya dağıtılacak. Toplam gaz miktarı daha sonra aşamalı olarak arttırılacak ve 2026 yılında 31 milyar metreküpe ulaşmış olacak. Maliyeti 7 milyar doları bulan bu projenin ilk etabı 2018'de, tamamı da inşallah 6 yıl içinde tamamlanacak."
Bir başka sevindirici noktanın da, söz konusu projede kullanılacak malzemenin yüzde 80'inin Türk firmaları tarafından üretilecek olması olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Biz 21. yüzyılın bir enerji yüzyılı olacağını öngörüyor ve TANAP'ın, ülkeleri birbirlerine yakınlaştıran bir barış projesi olacağına inanıyoruz. Bu barış projesi krizlerle anılanKafkasya'ya bölgesel bir barış perspektifi getirecek ve bu perspektifi Anadolu üzerinden Balkanlara barış köprüsüyle bağlayacaktır" diye konuştu.
-"4 şehrimizde tam 1 milyar Türk liralık yatırımı hayata geçirdik"
Başbakan Davutoğlu, bütün bakanlıklar, kurumlar, 81 vilayet ve sivil toplum kuruluşlarıyla sürekli istişare halinde olduklarına işaret ederek, bu ay içinde Malatya, Amasya, Kayseri veKahramanmaraş'ta vatandaşlarla bir araya geldiklerini ifade etti.
"O güzel şehirlerimizin havasını soluduk, tazelendik, enerji dolduk ve Ankara'ya bütün bu şehirlerimizde çok büyük bir muhabbetle karşılandık, vatandaşlarımız bizi bağırlarına bastılar, kendilerine bir kez daha gönülden teşekkürlerimi sunuyorum" diye konuşan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"İnanın ne kadar zor süreçlerle, engellerle karşılaşırsak karşılaşalım sizin o sevginiz, heyecanınız bize büyük bir şevk ve hizmet aşkı veriyor. Bu ziyaretlerimizde toplam maliyeti 1 milyar TL'yi bulan tam 295 tesisi, yatırımı hayırlısıyla hizmete açtık, bunun mutluluğunu yaşadık. Dile kolay, sadece bu ay içinde ve sadece bu dört şehrimizde tam 1 milyar Türk liralık yatırımı hayata geçirdik. Elhamdülillah ülkemiz artık bu Güce ulaştı."
-"Terör çeteleri Kobani'yi bahane ederek şehirlerimizi yakıp yıktılar"
Davutoğlu, 6-7 Ekim'de, millet Kurban Bayramı'nın güzelliğini yaşarken, bazı şehirlerde de herkesi üzen çok acı hadiseler yaşadıklarını dile getirdi.
"Birtakım vandallar, yüzlerini maskeyle kapatan bir takım terör çeteleri Kobani'yi bahane ederek şehirlerimizi yakıp yıktılar" ifadesini kullanan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sokaktaki insanlarımızı, polislerimizi yaraladılar, öldürdüler; kütüphaneleri, okulları, halk otobüslerini ateşe verdiler. Bütün bu terör eylemleriyle yapmak istedikleri, bu ülkede hakim olan kardeşlik iklimini ortadan kaldırmaktır. Kamu düzenini ortadan kaldırarak, çözüm sürecini baltalamaktır. Bölge insanının, çözüm süreciyle gelen ekonomik kalkınmadan ve huzur ortamından ümidini kesmesidir. Çünkü bu odaklar kandan, nefretten, düşmanlıktan besleniyorlar. Buradan bir kere daha kararlılıkla ifade ediyorum; hiç kimsenin birlik ve beraberliğimizi zayıflatmasına, kardeşliğimize halel getirmesine, huzurumuzu bozmasına izin vermeyeceğiz. Hiç kimsenin kamu düzenini bozmasına, vatandaşlarımızı rahatsız etmesine izin vermeyeceğiz. Şundan emin olun ki, 'Devlet nerede' diye soranlara, devletin Türkiye'nin her yerinde dimdik ayakta olduğunu da gösterecek güçteyiz."
-"Çözüm süreci aynı kararlılıkla sürdürülecektir"
"Hem çözüm süreci, hem bölgedeki kalkınma adımlarımız aynı kararlılıkla sürdürülecektir, bundan da kimsenin şüphesi olmasın" diyen Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bu olayların hemen akabinde gerekli talimatları verdim; onların her yıktığının yerine biz daha güzelini yapacağız. Biz yıkan değil yapan olacağız, inşa eden olacağız. Nitekim şu kısa süre içinde 41 milyon liralık yardımı vatandaşlarımıza ve gereken yerlere ulaştırdık. Diğer taraftan, bu ülkeye bu büyük zararları veren vandallar bilsin ki, yıktıkları her binanın, yaktıkları her yapının tazminatını kendilerine ödeteceğiz. Bu ülkenin tek bir karış toprağı, tek bir canı sahipsiz değildir, bu menfur cürümleri işleyenler adalete mutlaka hesap vereceklerdir."
Yeni Türkiye'nin, inşa edenlerin Türkiye'si olacağının altını çizen Davutoğlu, "Yeni Türkiye'yi eski Türkiye'ye döndürmek isteyenler kesinlikle bozguna uğrayacak ve tarihin çöplüğüne atılacaklar" ifadesini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, geçmişte terörle mücadele adı altında pek çok yol ve yöntemlerin denendiğini, bunlardan milletin içini serinletecek, kardeşi kardeşe düşüren bu kanlı döngüyü sona erdirecek bir netice çıkmadığına dikkati çekti. Bunların bir kısmının şiddetin karşısına şiddeti çıkaran, suçu önlemek adına suç işlemeyi meşru gören anlayışların ürünü ve yanlış olduğunu ifade eden Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu yanlışlar yangını söndürmek yerine daha da büyüttü. Yıllarca kan aktı, maddi ve manevi bir çok bedeller ödedik. Maalesef, siyaset kurumu köklü çözümler geliştirmek yerine, sorunu asayiş tedbirlerine terk ederek, akan kanı seyretti. Allah'a şükür, bu anlayışlar artık geride kaldı. 2002'den başlayarak hükümetlerimiz, cesaretle bu sorunun üzerine gitmeye, kapsamlı çözümler geliştirmeye başladı. Siyaset kurumu, bu meseleyi uhdesine alarak kararlı ve cesur adımlar attı."
Çözüm sürecinin, Türkiye'nin geleceği, insanların huzuru ve esenliği için attıkları en önemli adımlardan biri olduğunu anlatan Davutoğlu, "Türkiye bu meseleyi çözdüğünde, bütün ağırlıklarından kurtulacak, adeta kanatlanacaktır. Huzurlu ve barış dolu bir ülke olarak bütün enerjisiyle atılım üstüne atılımlar gerçekleştirecektir. İnsanlarımızın acıları sona erecek, kanayan yaralar sarılacaktır" şeklinde konuştu.
-"Umudumuzu da, kararlılığımızı da koruyoruz"
"Biz hükümet olarak umudumuzu da, kararlılığımızı da koruyoruz, sonuna kadar da koruyacağız" ifadesini kullanan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"İhtiyacımız olan; bu ortak akıl ve bu ortak vicdan temelinde bütün kesimlerin aynı hassasiyetle bir araya gelmesidir. Bu sürecin bir parçası olan herkes ve her kesim aynı hassasiyet ve sorumluluk ile hareket etmeye mecburdur. Herkes bu zorbalık kültürüyle, bu terörist zihniyetle, bu vandalizmle arasına net ve açık mesafeler koymalıdır."
-"Özgürlük-güvenlik uyumunu gözetecek hassasiyet..."
Davutoğlu, güvenliği özgürlükleri kısıtlayan değil, teminat altına alan bir anlayışla ele aldıklarına işaret ederek, "Eğer bir ülkede sokaktaki masum insanların, gençlerin, çocukların, yaşlıların can güvenliği yoksa orada zaten özgürlüklerden söz edemezsiniz. Eğer bir grup silahlı, bombalı, örgütlü insan, bir diğer gruba karşı sırf kendisi gibi düşünmüyor ya da inanmıyor diye saldırıyorsa orada sadece terör vardır" dedi.
"Hiçbir endişeniz olmasın, hükümet olarak her adımımızı özgürlük-güvenlik uyumunu gözetecek bir hassasiyetle atıyoruz" diyen Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bu çerçevede bildiğiniz gibi geçen haftaki grup toplantımızda Özgürlükleri Koruma ve İç Güvenlik Reformu'nu ana hatlarıyla açıkladım. Bu konuda bir yanlış algıyı da düzeltmek isterim. Özgürlükleri Koruma ve İç Güvenlik Reformu, yaşanan son olayların neticesinde ortaya çıkmış bir konu değildir. Bu düzenlemeler uzunca bir zamandır planlanıyor, hazırlıkları sürdürülüyordu. Bunlar insanlarımızın çeşitli müşküllerini ortadan kaldıracak, demokrasiyi güçlendirecek çeşitli başlıklar altında toplanmış reformlardır, iyileştirmelerdir. Bu düzenlemelerin tamamı, esasen barışsever, hukuka saygılı vatandaşlarımızın özgürlük alanını genişletecek düzenlemelerdir. Buna karşılık suça azmedenlerin ve terör örgütlerinin suç işleme alanını da daraltacak düzenlemelerdir. Bunları, özgürlükleri teminat altına almak için, insanımıza saygımızın bir gereği olarak yapıyoruz. Hepimize acı veren bu menfur olayların bir daha yaşanmaması için elbette bazı tedbirler alacağız. Ancak suç işleme niyeti taşımayanlar için endişeye, telaşa kapılacak herhangi bir durum yoktur."
-"Yargıya güvenin yüzde 100 olması gerekiyor"
Bu ay içinde gerçekleştirilen HSYK seçimlerine de değinen Başbakan Davutoğlu, "HSYKseçimlerinde iradelerini sandığa yansıtan bütün hakim ve savcılarımızı da tebrik etmek istiyorum. Bu seçimlerle yargı sistemimizin ipotek altına alınamayacağı bir kere daha ortaya çıkmıştır. Ancak adalet varsa devlet vardır, adaletin olmadığı yerde devlet zaaf gösterir. Bu sebeple yargıya güvenin yüzde 100 olması gerekiyor.
Adaleti egemen kılmak için ne gerekiyorsa biz üzerimize düşeni yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
YORUMLAR